OECD Ekonomik Görünüm Raporu Değerlendirmesi
OECD’nin Ekonomik Görünüm Raporu, küresel ekonominin birçok belirsizliğe rağmen dirençli olmaya devam ettiğini gösteriyor. Enflasyonun ılımlı seyretmesi ve ticaretteki canlanma, dünya ekonomisinin sağlam bir performans sergilemesini destekliyor.
Tüketici güveni henüz pandemi öncesi seviyelere ulaşmasa da enflasyondaki düşüş, reel hane halkı gelir artışını ve harcamalarını olumlu yönde etkiliyor. İşsizlik düşük seviyelerde seyrederken, işgücü piyasasındaki baskılar azalmaya devam ediyor.
Reel faiz oranları halen kısıtlayıcı olsa da düşük nominal getiriler, konut ve kredi piyasalarında belirli bir hareketlenme sağlıyor. Hizmet sektöründeki zorluklara rağmen, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok piyasa ekonomisi, enflasyonu hedef seviyelere geri çekmeyi başardı.
OECD’nin tahminlerine göre, küresel ekonomik büyüme bu yıl yüzde 3,2, 2025 ve 2026’da ise yüzde 3,3 olacak. Bu durum, dünya ekonomisinin önümüzdeki iki yıl boyunca genel olarak istikrarlı bir büyüme seviyesinde olacağı anlamına geliyor.
Öte yandan, ticarette korumacı politikalardaki artışa dair uyarılar da dikkat çekiyor. Ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve ithalatı kısıtlayıcı önlemlerin sayısındaki artış, küresel ticarette dengesizliklere yol açabilir.
Türkiye Ekonomisi ve Büyüme Tahminleri
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 ve 2025’te yüzde 2,6 büyümesi bekleniyor. 2026 için ise büyüme oranı yüzde 4 olarak öngörülüyor. Bu, Türkiye’nin ekonomik büyümesinde istikrarlı bir seyir öngörüsünü yansıtıyor.
Raporda belirtilen verilere göre, Türkiye’de sıkılaşan finansal koşullar ve mali konsolidasyon süreci, hane halkı tüketimini sınırlayabilir. Türkiye’nin yeniden inşa dönemi sona ererken, yatırım ve kamu harcamalarında yavaşlama bekleniyor.
Ancak, dış talepteki artış ve uluslararası turizmdeki olumlu gelişmeler, Türkiye’nin ihracatının artmasını sağlayacak. Cari dengede iyileşme, doğal gaz üretimi ve artan döviz rezervleri de Türkiye ekonomisinin güçlenmesini destekleyecek.
OECD raporuna göre, Türkiye’de ekonomik büyüme ılımlı bir seyir izleyecek. Enflasyonla mücadelede alınan tedbirler etkili olacak ve enflasyon kademeli olarak düşüş gösterecek.
Uluslararası yatırımlardan tam olarak faydalanabilmek için Türkiye’nin makroekonomik istikrar politikalarını sürdürmesi gerektiği belirtiliyor. Yapısal reformlar da uzun vadeli büyümeyi destekleyebilir.
